Elon Musk
Yazar: Ashlee Vance
Yazar ile ilk buluşmasında Elon Musk yazara şu soruyu soruyor: "Sizce ben deli miyim?"
12 yaşındayken kendi yazdığı Blaster adındaki uzay oyununu yaklaşık 500 dolara satıyor. İlham verici yanı olmasına rağmen, aile ilişkileri oldukça sıkıntılı. En büyük düşmanının kendisi ve insanlara davranış şekli olarak ön plana çıkıyor. Daha fazla ilham verici taraflarına hayranlık duyduğum için kitaptan elde ettiği önemli satır başlarını sizlerle paylaşmak istedim.
Çok aşırı bir tempoda çalışan Musk, ilk defa 2000'li yıllar başında Mozambik'e tatile gidiyor ve ölümcül sıtmaya yakalanıyor. Hastalık sürecinde ciddi kilo veren Musk ölüme çok yaklaştığını söyleyerek "tatiller sizi öldürür." diyor!
Sırtında çantası ile dolaşan bir kişiden 27 yaşında bir multimilyonere dönüşmesi on yıldan daha kısa bir süre alıyor. Paypal'ın kurucusu olan Musk, şirketini 2002'de eBay'e 1,5 milyar dolara satıyor. Sonrasına cebindeki tüm para ile 3 ayrı endüstriye yatırım yapıyor: SolarCity, Tesla, SpaceX.
Üçünün de ortak bir amacı var: İnternet, temiz enerji ve uzay. Ultra risk alarak gözünü çok yukarılara dikiyor. Şirketlerle değil, Çin, Rusya ve ABD gibi bu alanda öncü olan devletlerle yarışıyor. SpaceX vasıtası ile uzayda gezegenler arasında seyahat edebilen bir medeniyet yaratarak insanlığa yardım etmek istiyor. İnsanların hayatta kalmasının bir başka gezegende bir başka koloni kurmaya bağlı olduğuna inanmaktadır ve hayatını bunu gerçekleştirmeye adamıştır.
Uzay ve roketlerle ilgili tüm kitapları okumuş, en parlak beyinli mühendislere de yanına alarak işi pratiğe dökmeye başlamış. Amaç Mars'a gidip oraya yerleşebilmek, amaç uzayı keşfetmeyi daha ucuz kılarak insalara yeniden uzayı keşfetmeye kafa yorma konusunda ilham kaynağı olmak. SpaceX'te ilk roketine Star Wars'un Milenyum Falcon'una bir saygı olarak Falcon 1 ismini veriyor.
Ofisine giden koridorda 2 tane resim bulunuyor. Mars'ın şu andaki çorak resmi ile okyanuslarlar çevrili dünyaya benzer ilerdeki hâli. "İnsanların parlak bir geleceğe sahip olduğunu düşünerek ölmeyi tercih ederim." diyor.
Estetik, çevre dostu ve yenilikçi nesil arabalar yapmaya başlıyor. Daha basit bir tabirle tekerlekleri olan bir bilgisayar yaratıyor. Tesla ile ilgili tüm alınan patentler halka açıkmış. Daha iyisini başka şirketler yapabilirse insanlık için yapsınlar düşüncesinde. Dünyayı kurtarmak gibi bir misyonu var. Dünyanın geleceği ile ilgili çok endişeli. Dünyayı tıpkı bir gemiye benzetiyor ve bu geminin devamlı su aldığından endişe ediyor.
SolarCity ile güneş enerjisi kullanan çatı sistemleri geliştirerek bütünüyle bir ekosistem tasarlıyor. Temiz enerji ile arabayı da şarj edebilmek istiyor ve Gigafactory ismini verdiği pil üreten devasa fabrikalar kuruyor.
Kitapta şu sözü çok hoşuma gitti: "Sanırım internette olanları, ekonomiyi ve kanunları takip eden çok fazla zeki insan var. Çok fazla yenilikle karşılaşmamamızın nedeninin bir bölümü de işte bu yüzden!"
Neyi bilmediğiniz hakkında hiçbir fikriniz yok!
Her ne kadar onu Amerika vatandaşı olarak bilseniz de, aslında O bir Afrikalı! 17 yaşına kadar dünyanın en geri kalmış coğrafyasında büyümüş. En çarpıcı yanlarından biri kitap okuma sevdası. Neredeyse günün yarısını kitap okuyarak geçirmek onun için sıradan bir eylem. "Okulun ve komşu okulun kütüphanelerindeki kitapları hepsini bitirmiştim. Bu sanırım üç ya da dördüncü sınıftaydı. Kütüphaneciyi benim için kitap sipariş etme konusunda ikna etmeye çalıştım. Böylece Britannica Ansiklopedisini okumaya başladım. Bu oldukça faydalı olmuştu. Neyi bilmediğiniz hakkında bir fikriniz yok. Her şeyin orada olduğunun farkına varıyorsunuz."
Kelimenin tam anlamıyla okuyor, sadece bilmek için değil. Neleri bilmediğini fark etmek, onları da görebilmek için! Vizyonunu çok yükseklere taşıyor, tıpkı ulu önder Atatürk gibi: "İstikbal göklerdedir."
Mutlaka okumanızı öneririm.