Güncel Piyasa ve Döviz Haberleri 18/04/2025 - Cuma
Yüksek doz kemoterapi: Ekonomide tedavi mi, tahribat mı?
- Hem içeride hem de dışarıda gündemin oldukça yoğun olduğu önemli bir günü geride bıraktık. İlk önce finansın iki temel sac ayağından başlayalım. Risk artarsa yatırımcı daha fazla getiri talep eder. 19 Mart sonrası Türkiye'de siyasi iklimin değişmesi ile TL cinsi varlıklara yönelik iştahın azalmasının TCMB rezervleri üzerinde nasıl bir erimeye neden olduğunu hep birlikte tecrübe ettik. Yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatları 21 Mart ile 4 Nisan haftası arasında 8,8 milyar dolar artması da yatırımcının ruh hâlinin ne kadar hızlı değişebileceğini çok net bir şekilde gösterdi. Bu gelişmeler paralelinde, TCMB dün sonuçlanan olağan PPK toplantısında, bir hafta vadeli politika faizini 350 baz puan artırarak %46 seviyesine getirirken, faiz koridorunun üst bandını da %49 seviyesine, alt koridoru ise (gecelik borç alma) %41'den %44,50 seviyesine yükseltti.
- Hatırlanacağı üzere, yaşanan siyasi türbülans sonrası olağanüstü bir PPK toplantısı yapan TCMB, faiz koridorunun üst bandını %46 seviyesine çekerek fonlamayı bu kanaldan yapmak suretiyle üstü kapalı da olsa faiz artırımınına gitmişti. TCMB'nin kararını yerinde ve normalleşme adımı olarak okurken, piyasalar penceresinden bakıldığında da olumlu bir gelişme olarak gördüğümüzün altını çizmemiz gerekiyor. Karar sonrası TCMB tarafından yapılan açıklamaya göre ara verilen bir hafta vadeli repo ihalelerinin yeniden başlayacağı açıklandı. Bu açıklamayı piyasa faizlerinin ve TLREF'in %46'ın biraz üzerinden denge bulacağı yönünde okuyoruz. Unutmamak gerekiyor ki TCMB'nin faiz seti piyasalara yön teşkil ediyor! Eğer işler tekrar 'çirkinleşirse' TCMB'nin piyasalara yeniden üst bandı göstererek faizi tekrar %49'a kadar yükseltme imkânına sahip olduğunu da göz ardı etmeyelim.
- Piyasa yansımasına geçmeden, ekonomist kimliğimiz ile önemli gördüğümüz bir hususun altını çizmiş olalım. Neredeyse 2023'in ikinci yarısından bu yana TCMB enflasyonu (kanseri) kurutmak için faiz silahı ile (kemoterapi) mücadele ediyor. Yüksek dozda ve uzun süreli (!) kemoterapinin yan etkileri de vücudun başka organlarına zarar vermeye başladı. Faizlerin reel sektörü oldukça yorduğu, sanayide işlerin yolunda gitmediğini bir fiil tecrübe ediyoruz. 2025 yılı tam da dezenflasyon ile savaşta zafer ilan edilecek bir yıl olup faiz indirimleri de hazır başlamışken, patlak veren siyasi risk ardından TCMB'nin on üç ay sonra yeniden faizi artırması, tabir caizse dişinizi biraz daha sıkın denilen sanayicinin sıkacak diş kalmadı demesine neden olacağını düşünüyoruz. TCMB adımını TL'nin değerini koruma, finansal istikrarı temin etme dolayısı ile de enflasyonla mücadelede kapsamında anlamlı ve yerinde bulsak da, dünyanın fabrikalarının çarklarını kuvvetli bir şekilde döndürmek için bir biri ile kavga ettiği bir ekosistemde, mütemadiyen kuru tutmak üzerine bir politika izlenmesini de tam olarak doğru bulmuyoruz. Bu noktada yeni bir ekonomi programına ihtiyaç duyulduğunun da altını kalınca çizmemiz gerekiyor.